Yine İstanbul, yine bir
kaçamak… Bu kez Bakırköy’ün şirin semtlerinden Florya’dayım. Daha önce yazdığım
Yeşilköy gibi, Florya’ya da sık sık gelirim. Sunduğu fırsatlar ve yapılabilecek
etkinlikler bakımından oldukça zengin bir yer Florya. Gerek arkadaşlarınızla,
gerek ailenizle, gerekse eşinizle bir haftasonu kaçamağı için Florya’yı
seçebilirsiniz.
Florya sahilleri |
Florya ya da resmî adıyla
Şenlikköy mahallesi, Yeşilköy’le Basınköy arasında yer alan büyük bir semt. E-5
dediğimiz karayolundan başlayıp Marmara Denizi sahiline kadar uzanan geniş bir
alana yayılıyor. Havalimanının yanıbaşında ve demiryolu hattı üzerinde. Şu an
onarımda olsa da, Florya’da bir tren istasyonu var. Geçmişte Florya’ya en
kolay ulaşım banliyö trenleriyle sağlanırdı. Demiryolu açıldığında yine öyle olacak.
Ulaşım
Gelelim, bugün Florya’ya
nasıl gidebileceğimize… Seferlerine ara veren banliyö hattının yerine koyulan
İETT’nin BN1, BN2 ve BN3 kodlu hatları size sahilyolundan kolayca Florya’ya
getiriyor. Bir de Florya’nın kendi otobüs hatları var: 73T (Bakırköy,
Şirinevler, Florya) 73Y (Yenibosna, Ataköy, Yeşilköy, Florya) ve 73F (Taksim, Topkapı,
Florya) ama özellikle Taksim otobüsleri çok seyrek kalkıyor. BN hatları dışında
otobüslere pek güvenmemek gerek.
Bir de malum, metrobüsün
bir “Florya-Bağlar” durağı var. Burası Florya sahile, yani Florya’nın canlı
yerlerine oldukça uzak. Yaklaşık 2 kilometre kadar. Bir seçenek, metrobüsün
Florya durağında inip buradan minibüslere binmek. Ayrıca Taksim’den sarı
dolmuşlar kalkıyor Florya’ya. Sanırım ücreti 5,90 TL’ydi.
İBB Florya Sosyal Tesisleri
İBB Florya Sosyal Tesisleri girişi |
Florya’ya ulaşmak, günün
en meşakkatli işi oluyor. Fakat bir kez vardınız mı, Florya’dan ayrılmak bile
istemiyor insan… Yapacak öylesine çok şey, gidecek öylesine fazla mekân var ki…
Ben bu yazıyı yazmak ve fotoğraf çekmek için kardeşimle erkenden düştüm
yollara. Günümüz de boş olduğu için, vakit sıkıntısı çekmeden oradan oraya
attık kendimizi. Siz eğer örnek bir günlük plan arıyorsanız, bizimki biraz
fazla gelebilir. Siz kafanıza göre, bizim yaptıklarımız içinden istediğinizi ekleyin, istediğinizi çıkartın.
İşte bizim Florya’daki günümüz böyleydi efendim:
İBB tesisleri iç mekân |
BN1 kodlu otobüs bizi iç
caddede (Kırserdar Caddesi) bıraktı. Trenyolunun üst tarafı gidiş, alt tarafı
geliş yönü olarak kullanılıyor. Otobüse inip binerken buna dikkat etmelisiniz. İnmek için Yeşilköy Pazarı durağından sonra düğmeye basın.
İBB Florya Tesislerinin
birkaç yapısı birden var. Biri restoran diğerleri ise self-servis kafeterya.
Biz restoran bölümünü tercih ediyoruz. Müthiş bir manzarası var. İç tasarımında
sade bir şıklık göze çarpıyor. İçerisi tıklım tıklım, neredeyse boş yer yok. 3-4
kişilik grupların yer bulması kolay ama kalabalık gelen gruplar bir arada
oturabilmek için dışarıdaki oturma salonunda masa boşalmasını bekliyorlar. Diğer tüm belediye
tesislerinde olduğu gibi burada da yer ayırtma olanağı yok. Önce gelen kapar.
Bence çok adil!
Öğlene kadar kahvaltı,
öğleden itibarense yemek servisi var restoranda. Belediye tesislerinde fiyatlar
çok uygun, hizmet kusursuz. Serpme kahvaltı tabağı aldığınızda sınırsız çay var.
Masanıza sucuklu yumurta, menemen, patates kızartması gibi ekstra lezzetler de
söyleyin mutlaka. Aslında o manzaranın tadını uzun uzadıya çıkararak çayınızı
yudumlamak ve kahvaltı yapmak gerek ama biz günümüzün ölmemesi için yemeğimizi
biraz aceleyle yiyip kalkıyoruz.
Tesisler yemyeşil bir
koru içinde. Gelirken sahilden yürüdüğümüz için dönüşte koru içinden geçerek d
önüyoruz. Tesislerin yanıbaşında belediyeye ait olan çiçek satış noktası var.
Burada belediyenin ürettiği fidanlardan, bahçe veya ev bitkilerinden satın
alabiliyorsunuz. Fiyatlar çok uygun, hem de yaptığınız her alışverişle belediye
bütçesine katkıda bulunuyorsunuz. Ben her geldiğimde mutlaka bir saksı çiçek
alırım buradan balkonumuz için. Ama bugün elimize yük etmek istemiyorum hiçbir şeyi. Gün çok
uzun olacak!
Korunun içinde çok sayıda
çocuk oyun alanı var. Saat henüz öğleye bile varmamış olmasına karşın aileler
çimlerin üstüne yaygılar yaymış, parklar çocuklarla dolu. Biraz ilerleyince
korunun sahile yakın bir yerinde küçük lunaparkı görüyorsunuz. Genelde küçük
çocuklara hitap eden basit oyuncaklar var. Sabah saatlerinde olduğumuz için
kapalıydı. Bilet fiyatları ne kadardır, bir fikrim yok maalesef. Korunun içinde
ayrıca yarı açık bir düğün salonu var. Kır düğünü düşleyenler için ideal bir
mekân olabilir. Biz önünden geçerken içeride hummalı bir hazırlık vardı. O gün orada
kim evlendiyse Allah mesut etsin :)
Belediye tesislerinin
içindeki bir diğer ilgi çekici adres de, koru içindeki minik hayvanat
bahçesiydi. Birkaç keçi ve kümes hayvanının sergilendiği bu ufak kafesler
çocukların doğayı ve şehir yaşamında asla yakından göremeyecekleri canlıları
tanımaları için güzel bir fırsat. Minik hayvanat bahçesinin özellikle keçileri
çok şirindi. Onlarla bolca fotoğraf çekindikten sonra yolumuza devam ettik.
Tesislerden çıkmadan
evvel, Florya sahilindeki yürüyüş alanlarının güzelliğinden, paten, kaykay ve
bisiklet yolları olduğundan, hatta bisiklet kiralama noktaları bulunduğundan
söz etmemek olmaz. Eviniz yakınsa buraya spor yapmaya bile gelebilirsiniz.
Belediyenin koyduğu spor aletleri hiç boş kalmıyordu doğrusu!
İstanbul Akvaryum ve Aqua Florya
Tesislerin anakapısından çıkıp az bir şey yürüyünce Florya’nın belki de en güzel mekânını görüyorsunuz: İstanbul Akvaryum! Yapımı yılan hikâyesine dönen bu akvaryum kapıları 2011’de açmıştı. Bayrampaşa’daki TurkuaZoo’yu görmüş ama bir türlü Florya’daki İstanbul Akvaryum’a gelememiştim. Sonunda bir fırsat, bir boş zaman buldum ve kardeşimle birlikte kendimi buraya attım!
Tesislerin anakapısından çıkıp az bir şey yürüyünce Florya’nın belki de en güzel mekânını görüyorsunuz: İstanbul Akvaryum! Yapımı yılan hikâyesine dönen bu akvaryum kapıları 2011’de açmıştı. Bayrampaşa’daki TurkuaZoo’yu görmüş ama bir türlü Florya’daki İstanbul Akvaryum’a gelememiştim. Sonunda bir fırsat, bir boş zaman buldum ve kardeşimle birlikte kendimi buraya attım!
İstanbul Akvaryum |
İstanbul Akvaryum bir alışveriş
merkezi bünyesinde bulunuyor aslında. Akvaryumdan alışveriş merkezinin içine
doğrudan geçiş var. Aqua Florya adındaki bu alışveriş merkezi, benim İstanbul’daki
favorilerim arasında. Çok aydınlık, çok ferah bir tasarımı var. İçinde lüks
markaların da mağazalarını barındırıyor. Ulaşım güçlüğü olduğundan mıdır nedir,
bilinmez, diğer alışveriş merkezleri gibi tıklım tıklım değil. Çok nezih bir ortamda
olduğunuzu hissediyorsunuz. Aqua Florya İstanbullular arasında müthiş manzaralı
terasıyla tanınıyor. Yemek katında istediğiniz herhangi bir restorandan yemeğinizi
alıp tepsinizle bu balkonlara çıkabilirsiniz. Marmara Denizi’ne bakan bu açık
balkonlarda yemek yemek insanın iştahını daha da açıyor. Ama gelin görün ki biz
o gün orada değil, caddeye bakan İskendercide yemek yedik. Kahvemizi içmek için
terasa çıkabilirdik ama bunun için bir başka adrese gidecektik. Nereye mi? Okumaya
devam edin!
Ben ve küçük dostum |
Alt katlar demişken, Aqua
Florya’nın içindeki pazaryerine değinmemek olmaz. Eski pazar kültürünün
yaşatılmaya çalışıldığı bir konsept yaratmışlar. Organik ürünler ve elişi
nesnelerin satıldığı stantlar var. Bir balıkçı, manav, fırın ve eczane de bulunuyor.
Ufak bir kasaba çarşısı havasında yani. Bir de İstanbul’un en lüks semtlerinde
şubesi bulunan ünlü Macro Center süpermarketlerinin bir şubesi var burada.
Aqua Florya’dan çıkınca demiryolu
altgeçidinden geçerek otobüsten indiğimiz yere geri geliyoruz. Buradan yaklaşık
15 dakikalık bir yürüyüşle FlyInn alışveriş merkezine gideceğiz. Normalde Aqua
Florya’dan çıkıp FlyInn AVM’ye gitmek akıl kârı bir iş değil! Hem buranın
büyüklüğü ve canlılığı Aqua Florya’yla karşılaştırılamaz; hem de mesafe çok
fazla ve yol biraz karışık. Ben, siz sevgili okurlarıma daha fazla yer
anlatabilmek ülküsüyle yanıp tutuştuğum için gözümü karartıp yola revan oldum!
FlyInn AVM
Peki FlyInn AVM’yi bu denli özel kılan, bana bunca yolu teptiren şey neydi? FlyInn AVM, Atatürk Havalimanı’nın yanıbaşında, uçakların iniş ve kalkış pistlerine bakan çok özel bir konuma yer alıyor. Bu küçük AVM’nin mağaza çeşitliliği sınırlı. Hayalindeki giysileri bulmak için, eminim kimse buraya özellikle gelmiyordur. Gözlemlerime göre buranın müdavimleri mutfak alışverişlerini ve günlük giyim eşyalarını almak için gelen Florya halkı. AVM bünyesinde birkaç kafe ve sinema da var. Ama benim gibi dışarıdan gelenler için en ilgi çekici bölümü, hiç kuşkusuz terası.
Peki FlyInn AVM’yi bu denli özel kılan, bana bunca yolu teptiren şey neydi? FlyInn AVM, Atatürk Havalimanı’nın yanıbaşında, uçakların iniş ve kalkış pistlerine bakan çok özel bir konuma yer alıyor. Bu küçük AVM’nin mağaza çeşitliliği sınırlı. Hayalindeki giysileri bulmak için, eminim kimse buraya özellikle gelmiyordur. Gözlemlerime göre buranın müdavimleri mutfak alışverişlerini ve günlük giyim eşyalarını almak için gelen Florya halkı. AVM bünyesinde birkaç kafe ve sinema da var. Ama benim gibi dışarıdan gelenler için en ilgi çekici bölümü, hiç kuşkusuz terası.
Terasın yarısı genel
kullanım; diğer yarısıysa Lavazza Café için ayrılmış. Lavazza Café’nin tarafına
geçip otutursanız, hemen menüyü suratınızın önüne dayıyorlar. Önceden terasın
tamamı açıktı. İsteyen istediği yere oturuyordu. Biz zaten bir şeyler içmek için
gelmiştik. Soğuk bir şeyler alıp başladık inip kalkan uçakları seyretmeye.
Atatürk Havalimanı’nın nasıl işlek ve yoğun bir merkez olduğunu burada çok iyi
anlıyorsunuz. Her ülkeden çeşitli havayolu şirketlerine ait onlarca uçak sıraya
girmiş, kalkış için bekliyorlar. Yaklaşık 2 dakikada bir uçak kalkıyor.
Uçakların piste girişi, hızlanışı, tekerleklerinin yerden kalkışı gerçekten
izlemeye değer. Havalanan her uçak çocuk gibi heyecanlandırıyor insanı. Hele ki dev
Boeing’ler kalktığında heyecan ikiye katlanıyor. FlyInn AVM’nin terası
havacılık fotoğrafıyla ilgilenenler için de eşi bulunmaz bir mekân. Ne zaman
gitsem makinelerine dev mercekler takmış fotoğrafçılar görürüm FlyInn’de.
Florya Atatürk Ormanı
Atatürk Ormanı'nın çimlerinde... |
FlyInn’den çıktığımızda güneş
iyice alçalmış olsa da hava hâlâ aydınlıktı. Yorulmuş olsak da eve gidesimiz
yoktu. Cesurca bir karar alıp Florya Atatürk Ormanı’na gitmeye karar verdik.
Biz Florya’nın en doğusunda, orman ise en batısında. Bütün Florya’yı baştan
başa yürüyerek kat etmek zorundayız. Bunun için Florya’nın ünlü Harman Sokağı’nı
izlemek yeterli. Bu sokak Florya’yı doğu sınırından, batı sınırına kadar hiç
kesilmeksizin aşıyor. Florya’nın bir diğer ünlü sokağı da Orman Sokağı. Bu da
Florya’yı kuzeyden güneye hiç kesintiye uğramadan aşıyor. Harman’la Orman
sokakları Florya’nın ana aksları gibi. Yolumuz üzerinde Galatasaray Spor Kulubü’nün
ünlü Metin Oktay tesislerini de görüyorsunuz. Ben Florya’ya ne zaman gelsem bir
Galatasaray maçı olur ve bu tesisin kapıları önünde toplanan holiganlar o
sessiz sakin semtin altını üstüne getirir. Tezahüratlar, sloganlar, bağrışmalar…
Alkol alıp taşkınlık çıkaranlar… O temiz semtin sokakları her maç zamanı bira
kutuları, içki şişeleri, konfeti ve meşale atıklarıyla dolar. Bu kötü talih bu
defalık yakamı bıraktı. Bu kez Metin Oktay’ın önü sessiz sakindi…
FlyInn’den Atatürk Ormanı’na
giden Harman Sokağı’na eve gelince
haritadan baktım, neredeyse 1,5 kilometrelik bir mesafeymiş. Üşenmeden nasıl da
yürümüşüz! Ama bence değdi. Ayakkabıları çorapları bir kenara atıp öylece
uzandım çimlerin üstüne. Derler ki şehir yaşamında ister istemez aşırı miktarda
elektrikle yüklenirmiş bedenimiz. Bu nedenle sık sık yalın ayakla toprağa basmak;
yani topraklama yapmak gerekirmiş. Bol bol topraklama yaptık; hava kararmaya
başlayana dek çimlerin üstüne yattık, yuvarlandık, resimler çekindik
kardeşimle. Piknikçilerin hiç gidecek gibi bir havaları yoktu ama biz toplutaşıma
araçları biter korkusuyla yavaş yavaş kalktık ve çıktık.
Florya kaçamağımız son
zamanlardaki en eğlenceli şehiriçi etkinliklerimizden oldu. Çılgınlar gibi eğlendik
ve bir o kadar da yorulduk. Günler 24 değil de, 30 saat falan olsaydı, Florya’da
daha fazla vakit geçirebilirdik. Çünkü Florya’da yapacak şeyler bunlarla
sınırlı değil.
Florya Atatürk Deniz Köşkü
Florya Atatürk Deniz Köşkü ve Florya plajları |
Bu gezimizde yer
verememiş olsak da Florya’nın çok ilgi çekici bir mekânı daha var: Florya
Atatürk Deniz Köşkü. Daha önce çok kereler gitmiş olduğum bu şirin yapıyla
ilgili olarak şu sayfada ayrıca bir yazı yazdım. İstanbul Belediyesi’nin Atatürk
için yaptırıp ona armağan ettiği bu yazlık köşkle ilgili söylenecek çok şey
var. Florya’nın mutlaka görülmesi gereken yerlerinden.
Bir de Florya’nın plajları
var tabii… Artık eski ışıltısını yitirmiş olsa da, eski görkemini babaannemden
sıkça dinledim Florya plajlarının. Ben Florya’da hiç yüzmedim ama kum plajlar yazları hâlâ tıklım tıklım. Öncelikle tren
istasyonunun karşısındaki İBB tesisleri ile Güneş Plajı… Ve Menekşe… Menekşe de
bir semt olarak başlıbaşına bir yazı konusu olabilir aslında. Ama Menekşe plajlarının
da eski ışıltısını yitirdiğini, kirlenen Küçükçekmece Gölü’nün suları yüzünden
yazın sıcak günlerinde pis kokuların çöktüğünü gidenler söylüyorlar. Elçiye
zeval olmaz. Benden söylemesi!
Ne yenir?
Uzun lafın kısası, Florya, İstanbul'da adı az duyulan ama içinde binbir hazine barındıran sürprizlerle dolu bir semt. Bir haftasonu canınız sıkılırsa, ne yapsam nereye gitsem diyorsanız Florya aklınızın bir köşesinde bulunsun. Pişman olmayacaksınız!
Okuyucuya not: Komşu semt Yeşilköy'e gerçekleştirdiğim yazıyı okumak için buraya tıklayabilirsiniz!
Okuyucuya not: Komşu semt Yeşilköy'e gerçekleştirdiğim yazıyı okumak için buraya tıklayabilirsiniz!
Ataturk ormanina ıett ile nasıl ulaşabiliriz?
YanıtlaSilYazınız, emeğiniz için teşekkürler. :)
YanıtlaSilGiriş ücreti ne kadar lütfen cevap verin acil
YanıtlaSilBitez dondurması için gidiyoruz🙂
YanıtlaSilflorya gayet sakin ve makul biryer
YanıtlaSil