Fransa’nın orta yerinde
küçük, sakin, kendi hâlinde bir şehir Moulins. Türkçe telaffuzu biraz
sıkıntılı, “mulen” diye yazsam en yakın söyleyişi vermiş olurum herhalde.
Allier ilinin merkezi. İçinden Allier Irmağı geçiyor. Ulaşmanın en kolay yolu
trenle. Biz de Moulins-sur-Allier Garı’ndan şehre giriyoruz. Fransa’da Moulins
adında bir başka şehir daha bulunduğundan karışmaması için Buraya resmî olarak
Moulins-sur-Allier deniyor.
Moulins-sur-Allier Garı |
Vaktizamanında Burgonya
düklerinin gözde şehriymiş burası. Şehir merkezindeki yapıların güzelliği ve
zenginliği bunu doğrular nitelikte. Moulins’i bir gün de gezmedim. 2 hafta
boyunca sık sık gelip giderek gezme fırsatım oldu. Bu nedenle size, şuradan
çıkıp şuraya gittim gibisinden örnek bir gezi güzergâhı sunamam. Onun yerine,
şehirde ne var, ne yok karışık bir sırayla anlatıyorum.
Öncelikle şehrin iki
anıtsal mabedi var. Birincisi, Moulins Katedrali; ikincisi Sacré-Coeur Kilisesi.
Katedrale sonradan eklenen bazı kısımları saymazsak, 15. yy’dan kalmaymış. Gotik
özellikler taşıyor. Tarihî vitrayları dikkat çekici. Bazıları Bourbon
hanedanına mensup son düklerin portrelerini betimliyormuş. Ah şu kilise
süslemelerinin dili olsa da kendi kendilerini anlatsalar!
Moulins belediye binası |
Jacquemart Saat Kulesi
15. yy’dan kalma ve hâlâ Moulinslilere zamanı gösteriyor. Saatbaşlarında
çanının sesi şehri inletiyor. Mal-Coiffé Kulesi de eskiden zindan olarak
kullanılırmış ve Orta Çağda Bourbon
düklerinin yaşadığı şatonun bir kalıntısı olarak günümüze ulaşmış.
Jacquemart Saat Kulesi |
Sahne Köstümleri
merkezinde, adından da anlaşılacağı üzere opera, tiyatro, bale gibi sahne sanatlarında
kullanılan giyitler sergileniyor. Merkez, 9000 bin parçaya ve dönem dönem gelen
geçici sergilere evsahipliği yapıyor. 10.00 – 18.00 saatleri arası açık;
fiyatlarsa biz gittiğimizde öğrenci 2,5 tam 5 avro idi.
Visitation Müzesi,
dünyanın 19 ülkesinde faaliyet gösteren Visitation tarikatının kurduğu
manastırlardan toplanıp Moulins’e gönderilen binlerce parçalık bir koleksiyona
sahip. Taa 15. yy’a kadar uzanan geniş bir yelpazede sergilenen eserler.
Mobilyalardan tutun, mutfak gereçlerine, el işlemelerinden, dinî ayinlerde
kullanılan malzemelere kadar pek çok nesne var. 10.00 – 18.00 saatleri arası açık;
fiyatlarsa öğrenci 2,5 tam 5 avro idi.
Anne-de-Beaujeu Müzesi, eskiden
Bourbon düklerinin yaşadığı şatonun bir bölümünde kurulmuş. Bu bina, Fransa’da
yapılan ilk Rönesans tarzı yapıymış. İçinde heykeller ve tablolar var. Burada
da çalışma saatleri ve biletler aynı.
Eğer Moulins’e
uğradıysanız ve vaktiniz varsa Maison Mantin (Mantin Evi), Centre d’Illustration
(İllüstrasyon Merkezi), Musée de Bâtiment (Bina Müzesi)’ni de ziyaret
edebilirsiniz ama biz görmedik; dolayısıyla size iyi ya da kötü bir tavsiyede
bulunamam.
Moulins'de bir meydan |
Arkadaşlarıma doğru giderken, arkada katedral |
Katedralin içi |
Moulins sokakları |
Garın karşısındaki kebapçı |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder