Açıldığından beri gitmek istediğim, fakat bir türlü
fırsat bulup da yolumu düşüremediğim bir yerdi İstanbul Akvaryum… Akvaryumun
bulunduğu Florya’ya deniz havası almak için sık sık gitsem de burayı ziyaret
etmeyi hep erteliyordum. Mezuniyet telaşım arasında, hazır kardeşim de yaz
tatilindeyken atladık otobüse gittik Florya’ya. Rüya gibi bir gün geçirdik
birlikte. Florya gezimizin ayrıntıları burada ama Akvaryum başlı başına bir
âlem olduğu için burayı ayrıca bir yazıda ele almak istedim.
Ulaşım
Akvaryumun girişi |
Öncelikle Florya’ya ve Akvaryum’a nasıl gidebileceğinizi
anlatayım. Eskiden Florya’ya en kolay ulaşım banliyö trenleriyle sağlanırdı.
Ama birkaç yıldır iyileştirme çalışmaları nedeniyle seferlerine ara verdi
banliyö hattı. Trenlerin yerine koyulan İETT’nin BN1, BN2 ve BN3 kodlu hatları
size sahilyolundan kolayca Florya’ya getiriyor. Bir de Florya’nın kendi otobüs
hatları var: 73T (Bakırköy, Şirinevler, Florya) 73Y (Yenibosna, Ataköy,
Yeşilköy, Florya) ve 73F (Taksim, Topkapı, Florya) ama özellikle Taksim otobüsleri
çok seyrek kalkıyor. BN hatları dışında otobüslere pek güvenmemek gerek.
Eğer Anadolu yakasından geliyorsanız en kısa yol Bostancı
ya da Kadıköy’den İDO’nun denizotobüslerine binip Bakırköy’e gelmek. Yolculuk
Bostancı’dan 40 dk, Kadıköy’den 20 dk sürüyor ve oldukça konforlu. İstanbulkart
kullanırsanız 2014 yılı itibarıyla biletler tam 5,20 TL, indirimli 3,15 TL. Tek kullanımlık jetonsa
pek kârlı sayılmaz: 7,5 TL. Bakırköy Cezayirli Hasan Paşa İskelesi’nde indiğiniz
zaman üstgeçitten karşıya geçiyorsunuz ve duraktan (Cevizlik durağı) otobüslere
biniyorsunuz.
Bir de malum, metrobüsün bir “Florya-Bağlar” durağı var.
Burası Florya sahile, yani Florya’nın canlı yerlerine oldukça uzak. Yaklaşık 2
kilometre kadar. Bir seçenek, metrobüsün Florya durağında inip buradan
minibüslere binmek. Ayrıca Taksim’den sarı dolmuşlar kalkıyor Florya’ya.
Sanırım ücreti 5,90 TL’ydi.
Ayrıca ücretsiz müşteri servisleri bulunuyor. Bunları
kullanmak isterseniz Sultanahmet, Laleli, Kazlıçeşme ve Taksim’den kalkan
araçlara binebilirsiniz. Hareket saatlerini görmek için buraya tıklayabilirsiniz. Eğer dönüşte servis kullanacaksanız akvaryum biletlerinizi
göstermeniz gerekiyor. Aman dikkat, sakın atmayın!
Özel araçla geliyorsanız zaten işiniz kolay! İster
sahilyolundan gelin, ister E-5’ten. Sefaköy’le Cennet arasındaki Florya
Kavşağı’ndan (Beşyol mevkii) içeri kıvrılmanız yeterli. Akvaryumun ücretsiz
kapalı otoparkı bulunuyor.
Ziyaret saatleri ve biletler
Akvaryumun aydınlık bir bilet holü var |
Akvaryum sabah 10.00 akşam 20.00 saatleri arasında açık. 20.00’den
sonra ziyaretçi kabul edilmiyor ama içeride gece 22.00’ye kadar kalabilirsiniz.
İçeride en aşağı 4-5 saat geçirecek biçimde ziyaretinizi planlayın. Çünkü
içeride akvaryumu görmek dışında yapılabilecek bir dünya etkinlik var! Kapıdan
girince aydınlık bir bilet holüyle karşılaşıyorsunuz. Gişe ve çalışan sayısı
yeterli, sıra beklemeden biletinizi alabiliyorsunuz. Bilet fiyatları değişiklik
gösteriyor. Yalnızca akvaryumu ziyaret etmek isterseniz yetişkin 35 TL, öğrenci
25 TL. Aile ve grup tarifesi de var. Ayrıca promosyonlu paketler de bulunuyor.
Sitelerinde çok ayrıntılı bir şekilde fiyat tarifesini yazmışlar. Şuraya
tıklayarak fiyatlara bakabilirsiniz.
Biz Aynalı Labirent ve 5D sinemayı da içeren paketi aldık
ve öğrenci tarifesiyle kişibaşı 33 TL ödedik. Aynı zamanda gişeden elektronik
sesli rehber de alabiliyorsunuz 3 TL karşılığında. Size bir fiş veriyorlar. O
fişle vestiyere gidiyorsunuz ve bir kimlik belgesi bırakmak koşuluyla sesli
rehberinizi alıyorsunuz. Vestiyer hizmeti de ücretsiz. Çantalarınızı, içeride
gereksinim duymayacağınız giyim eşyası ve şemsiyelerinizi buraya
bırakabilirsiniz. Saatler boyunca üzerinizde ağrılık taşımak çok yorucu
olabilir.
Giriş süreci
İçeri girmeden önce, hemen girişte, gişelerin
karşısındaki kasırga simülatörü dikkatimizi çekiyor. 4 TL atarak
etkinleştirdiğiniz makinenin içine giriyorsunuz ve kapılar kapanıyor. Ardından
saatte 150 km hızla esen bir kasırganın ortasında buluyorsunuz kendinizi!
Yukarıdan verilen güçlü rüzgâr saçınızı başınızı dağıtıyor. Çok eğlenceli bir
âlet! Mutlaka denemelisiniz.
Akvaryuma giriş için sabırsızlanıyoruz. Turnikelere
yönelip görevlilerin de yardımıyla biletimizi okutup giriş yapıyoruz. Hemen
akvaryumun fotoğrafçısı bizi karşılıyor ve yeşil perde önünde fotoğrafımızı
çekiyor. Siz içerideyken fotoğraflarınıza efektler ekleniyor ve çıkışta size 15
TL karşılığında bu fotoğrafları satmaya çalışıyorlar. Ben bu fiyatı çok fazla
bulduğum; soygun olarak gördüğüm için protesto ettim ve hiçbir resim satın
almadım. Anlamıyorum, neden böyle şeyleri daha ucuz yapıp, daha fazla insanın
alabilmesine olanak sağlamazlar?
İstanbul Akvaryum’da 6.800 metreküp su alma kapasitene
sahip toplam 64 su tankı bulunuyormuş. İstanbul Bayrampaşa’daki bir diğer
rakibi TurkuaZoo’ya mukayese edecek olursak en büyük eksikliği onun gibi
panoramik bir su tüneline sahip olmayışı… İstanbul Akvaryum’u özel kılan şey,
tankların dünyanın değişik sualtı coğrafyalarını simgeleyecek biçimde
birbirinden ayrı, tematik olarak tasarlanması. Zaten “dünyanın en büyük tematik
akvaryumu” olduklarını söylüyorlar. Akvaryumda coğrafi bir güzergâh gözetilerek
16 farklı tema uygulanmış. Akvaryumda yer alan temalı bölümler şöyle:
Karadeniz bölümü
Önerilen ve sıralanan gezi güzergâhına göre ilk durak Karadeniz’in
sualtı doğasının canlandırıldığı bölüm. Karadeniz’in oluşumundan tutun da,
içinde yaşayan canlılara kadar çok ilginç bilgiler veriliyor gerek aldığımız
sesli rehberle, gerek duvarlara asılan bilgilendirme yazılarıyla. Hamsiler
başta olmak üzere Karadeniz’de yaşayan bazı balık türleri akvaryumda süzülüp
duruyor. Burayı bitirdikten sonra ilerliyor ve bir sonraki durağımıza
giriyoruz.
İstanbul Boğazı
İstanbul Boğazı bölümü |
İstanbul Boğazı bölümü akvaryumun ilgi çekici
yerlerinden. Bir koridorun iki yanına alçak camlı akvaryumlar koymuşlar.
Camların kalınlığı insanı hayrete düşürüyor. Bir yan Anadolu yakasını, öbür yan
Avrupa yakasını simgeliyor. Anadolu yakası kısmında, Haydarpaşa Garı, Selimiye
Kışlası, Kızkulesi, yalılar vb gibi tarihî eserlerin maketleri; Avrupa yakasında
da Ortaköy Camii, Rumeli Hisarı, Dolmabahçe Sarayı’nın vb maketleri vardı. Bu
bölümde İstanbul Boğazı ekolojisi canlandırılmış. Boğazın sürekli ve göçebe
balıklarına yer verilmiş.
Marmara Denizi
Sevimli Caretta Caretta |
İstanbul Boğazı bölümünden çıkınca Kapalıçarşı temasının
canlandırıldığı bir mini bölüm var. Buradan hemen Marmara Denizi bölümüne
giriyorsunuz. Çevresi İstanbul panoramasıyla kuşatılmış yassıca bir tankta
Marmara Denizi’nin balıkları yaşıyor. Geçerken ana tanktaki yaralı Caretta
Caretta’yı göreceksiniz. Ön yüzgeçlerini bir kaza sonucu yitiren bu Caretta
Caretta’nın doğal ortamda yaşama şansı bulunmadığı için akvaryumun kalıcı
sâkini olmuş. Çok değerli olan ve koruma altına alınan bu canlıları her
akvaryum kolay kolay bulamıyor. Bu nedenle Caretta Caretta’nın gelişini “yılın
transfer bombası” diye adlandırmış ve afişlerine böyle yansıtmış İstanbul
Akvaryum. Marmara bölümünde Marmara’ya adını veren mermer oluşumlarından tutun
da, Marmara’nın sualtı varlığına kadar pek çok konuda bilgileniyorsunuz.
Çanakkale Boğazı
Coğrafi sıralamayı göz önünde bulundurarak Marmara’nın
ardından Çanakkale Boğazı’nı canlandırmışlar. Tabii kuzeyden güneye indikçe
denizaltı çeşitliliği artıyor. Bunu zaten akvaryumdaki canlıların
değişikliğinden anlıyorsunuz.
Ege Denizi
Ege bölümündeki tarihî tekne |
Çanakkale Boğazı’ndan çıkışta Ege’yle karşılaşacağınızı
tahmin etmek güç olmasa gerek. Ege Denizi’nin canlandırıldığı bölüm akvaryumun
en ilgi çekici yerlerinden biri. Buradaki canlılara hayran olmamak elbette elde
değil ama hepsi bu değil. İstanbul’un en önemli ulaşım birimlerinden olan
Marmaray’ın yapımı sırasında Yenikapı’da toprakaltında bulunan gemi
batıklarından biri burada sergileniyor. Ege adalarının birinden kalkıp İstanbul
Limanı’na sığınan ama bir fırtınayla sulara gömülen bu ufak tekne şimdi aynı
alandan titiz arkeolojik kazılarla çıkartılan testi ve amforalarla birlikte
İstanbul Akvaryum’un Ege bölümünde sergileniyor. Ege Bölümü’nde bir de mermer
Poseidon heykeli bulunuyor. Denizler tanrısı Poseidon’la fotoğraf çektirebileceğiniz
ilginç bir nokta!
İlk katın sonu ve ufak bir mola
Yolculuk alt kattan devam ediyor |
Ege’den çıkınca Akdeniz bölümüyle karşılaşmayı öngörmüş
olabilirsiniz ama öyle olmuyor. Üst kattaki gezi güzergâhı burada sonlanıyor.
Şimdi bir alt kata inmek gerekiyor. Geçitlerden geçerken biraz hava almak,
biraz soluklanmak isterseniz teraslara çıkabiliyorsunuz. Terasta manzara çok
güzeldi ancak sigara tiryakileri yüzünden açıkhava bile dumanaltı olmuştu.
Fazla oyalanmadan merdivenlerden inip alt kata seğirttik. Giderken yol üstünde
kısa sürede karikatürünüzü çizen bir sanatçı var. Bir de mini balıklarla ilgili
bilgilerinizi sınayabileceğiniz ufak bir sınav alanı var.
Üst kattan alt kata iniş merdivenlerle gerçekleşiyor
fakat engelli ve bebek arabalı konuklar için asansör de var. Akvaryumun tamamı
yüzde yüz engelli dostu olarak tasarlanmış. Hiçbir güçlük çekmeden akvaryumda
saatler geçirebilirsiniz.
Akvaryum içinde birkaç noktada birden tuvalet bulunuyor.
Tabii bunlar da engelli dostu. Akvaryumdan çıkmadan saatler geçirebilirsiniz.
Açlık ve susuzluğa karşı da önlemler alınmış akvaryumda. İçeride kafeterya ve
restoranlar bulunuyor. Ünlü restoran Kaşıbeyaz’ın burada da bir şubesi
bulunuyor ama bilen bilir. Fiyatlar hafif uçuk. Ortadireğin kolay kolay güç
yetirebileceği bir yer değil. Tercih edebileceğiniz diğer seçenekler Sütiş, dondurmacı Girandola,
Robert’s Coffee, Coffee Corner ve FunFondu. Yemek içmek için akvaryumda çıkmak
isterseniz, aldığınız biletle yeniden içeri giremiyorsunuz. Bu nedenle
akvaryuma gelirken karnınızı doyurmanızı salık veririm. Biz akvaryum a gelmeden
evvel İBB Florya Sosyal Tesisleri’nde mükellef bir kahvaltı yapmıştık.
Süveyş Kanalı
Alt kata inince ilk durağımız Süveyş Kanalı’nın
canlandırıldığı alan. Çok güzel, ince işçilik ürünü maketlerle kanalın açılma
öncesi, sırası ve sonrasındaki görüntüsünü sergiliyorlar. Kanalın nasıl
açıldığını ve açılmasının dünya ekosistemine etkilerini güzelce açıklamışlar.
Çocuklar kadar, büyüklerinde ilgisini çekebilecek bir bölümdü Süveyş bölümü.
Kızıldeniz’le ilgili birbirinden ilginç bilgilerin olduğu çarkı çevirmeyi ihmal
etmeyin!
Süveyş’in ardından, Süveyş’in bağlandığı Kızıldeniz’e
giriyoruz. Kızıldeniz’in canlı çeşitliliği bakımından dünyanın en zengin
noktalarından biri olduğu malum. İşte bu zenginliği yansıtmaya çalışmışlar bu
bölümde. Kızıldeniz’in neden özel bir yer olduğu, Kızıldeniz’de nasıl
canlıların yaşadığı duvarlardaki bilgilendirme panolarında açıklanmış.
Antarktika
Antarktika bölümü |
Kızıldeniz’den çıkışta dünyanın çok alakasız bir
bölgesine Antarktika’ya savruluyorsunuz. Burada “İstanbul’un tek buzdağı”
adıyla sergilenen gerçek buz kütlesiyle karşılaşıyorsunuz. Buza dokunmak
serbest! Ama 3-5 saniyeden daha uzun süre dokunmak ne mümkün!
Buzdağının yanıbaşındaki penguen heykeliyle fotoğraf
çektirmeyi unutmayın. Hemen diğer taraftaki
alandaysa Antarktika’ya ilgili bilgiler var. Ortadaki “Yükselen Sular”
düzeneğini kullanarak buzulların erimesiyle hangi yılda, hangi dünya
kentlerinin sular altında kalacağını ölçümleyebilirsiniz. Çok şükür, İstanbul
suların yükselmesinden en son etkilenecek kentlerden biri!
Akdeniz
Sonunda Akdeniz bölümüne de geldik! Nedense en çok merak
ettiğim bölüm burasıydı ama ben pek sevemedim! Uzun boylular için bir kâbus
burası. Damlataş Mağarası gibi garip tasarımı vardı; içerisi çok basıktı. Küçük
küçük tanklarla bir Akdeniz coğrafyası yaratılmıştı.
Cebelitarık Boğazı
Akdeniz’den çıkınca, Akdeniz’le Atlas Okyanusu’nu
birbirine bağlayan Cebelitarık’a geliyorsunuz. Akvaryumun en dev camlı
bölümlerinden biri burası. İki yanı akvaryum olan ufak bir tünel burası. Burada
bol bol fotoğraf çektirerek bir sonraki durağımız olan Batı Atlantik’e
geçiyoruz.
Batı Atlantik
Batı Atlantik temasında Liberty adlı geminin batığı
canlandırılmış. Şimdi hangi ülkeye ait olduğunu, niçin battığını unuttuğum bu
geminin çevresinde şekillenen denizaltı yaşamı çok güzel yansıtılmış. Aynı
zamanda temsilî bir gemi güvertesini, pruvasını ve kaptanköşkünü de
görebilirsiniz. Burada dümen çevirebilir, telsiz radyo odasında tıkır tıkır
mesajlar gönderebilir, güvertede bir hamakta sere serpe sallanabilirsiniz. Batı
Atlantik ayrıca Yeni Dünya’yı yani Amerika kıtasını keşfin de başlangıç noktası
olduğundan ayrı bir öneme sahip…Akvaryumda da bu öneme değinilmiş elbette.
Orta Atlantik Sırtı
Ana tanktaki minik dostum! |
Dünyanın en az bilinen bölümlerinden birine varıyoruz
şimdi. Derin sularında hâlâ binbir gizem, keşfedilmemiş binlerce canlı saklayan
Atlas Okyanusu’ndaki Orta Atlantik Sırtı. Dünyada volkanik etkinliğin en yüksek
olduğu bölgelerden birisi burası. Dev balinaların, köpek balıklarının evi bu
sular. Orta Atlantik Sırtı’nın canlandırıldığı tank aynı zamanda akvaryumun ana
tankı, yani en büyüğü. Akvaryumun kısacık panoramik tüneli de bu alanda. 360
derecelik bu tünel daha büyük, daha iddialı olsaydı keşke! Ziyaretçiler bu özel
noktada haklı olarak daha fazla vakit geçirmek istiyor ama kısa ve dar bir alan
olduğu için insanlar çok sıkışıyor.
Panama Kanalı
Orta Atlantik Sırtı’ndan sonraki durak Panama Kanalı
bölümü. Panama Kanalı’nın yapılış aşamasıyla ilgili değerli bilgiler veren bu
alanı da meraklı gözlerle ziyaret ediyoruz. Kanalla ilgili bilgiler aklımda
kalmış olsa da deniz canlılarıyla ilgili pek bir şey kalmamış aklımda. Herhalde
yorgunluğun etkisiyle bir an önce kendimi dışarı atmak istiyordum!
Pasifik Okyanusu
Pasifik Okyanusu bölümünde ayrı ayrı tanklar içinde
sergilenen onlarca balık ve mercan türü bulunuyor. Dünya denizlerinin en renkli
canlılarının bu sularda yaşadığını bilirsiniz. Doğal olarak akvaryumun da en
renkli canlıları bu bölümde. Pasifik Okyanusu bölümüyle birlikte akvaryumun da
sonuna yaklaşıyoruz yavaş yavaş…
Denizaltı
Denizaltı (Nautilus) bölümünde ilk denizaltıların ilginç
geçmişini dinleyerek denizlerin derinlikleri hakkında bilgi sahibi oluyorsunuz.
Küçük bir bölüm olan Denizaltı’dan sonra akvaryum gezintimiz sona eriyor.
Quest ve Aynalı Labirent
Aynalı Labirent |
Akvarymun asıl gezi güzergâhı bitince vardığımız alanda
bir bilet bankosu görüyoruz. Burası Akvaryum’un iki ilgi çekici noktasına giriş
imkânı sunuyor. Biz girişte akvaryum için bilet alırken Aynalı Labirent için de
bilet almıştık. Quest daha ziyade çocuklara hitap ediyormuş. Ama Aynalı
Labirent’te her yaştan insan eğlenebilir. Hafifçe ışıklandırılmış loş bir
ortamda duvarlarında aynalar olan bir labirentten kurtularak çıkış yolunu
bulmanız gerekiyor. Kolay göründüğüne bakmayın, göz yanıltmacaları insana zor
anlar yaşatabiliyor. Bir anda aynaya toslamanız işten bile değil! Biletleri akvaryum
girişiyle birlikte alırsanız daha uyguna geliyor. Eğer bileti ayrı almak
isterseniz bilet fiyatları 5 TL.
Yağmur Ormanı
Piranalar ve ben |
İstanbul Akvaryum’un en ilgi çekici noktalarından biri
hiç kuşkusuz Yağmur Ormanı bölümü. Amazonlar doğasının canlandırıldığı bu
bölümde akıl almaz renkleriyle türlü türlü sürüngenler, keskin dişleriyle
piranalar, timsahlar, kurbağalar, örümcekler, yılanlar insanı hayrete
düşürüyor. Ortamda nem oranı çok ama çok yüksek. İçerisi çok boğucu. Yaşlılara
ve gebelere tavsiye edilmiyor. Bitkiler, Kostarika'daki yağmur ormanlarından getirilmiş. Fransa’da,
Montpellier kentini gezdiğimde de buna benzer bir yağmur ormanı canlandırmasını
ziyaret etmiştim. Orası çok daha başarılıydı. Daha köklü bir yer olduğu için bitkiler iyice büyümüş; karıncayiyenler, maymunlar, papağanlarla ortam zenginleştirilmişti. Bu bakımdan
İstanbul Akvaryum biraz mütevazıydı ama yine de İstanbul’da, hatta Türkiye’de
tek olması bakımından bence değerli ve önemli.
Çıkış
Hediyelik eşya bölümü |
Akvaryum’un son durağı olan Yağmur Ormanı’ndan çıkınca
bizi bir şekerci ve fotoğraf stüdyosu karşılıyor. Girişte bileti okuttuktan
sonra fotoğrafınızın çekildiğini söylemiştim. Eğer isterseniz fotoğraflarınızı
buradan 15 TL ödeyerek alabiliyorsunuz.
Ayrıca hemen yan tarafta hediyelik eşya bölümü bulunuyor.
Ürün çeşitliliği gerçekten çok fazla. Çerçeveler, biblolar, duvar süsleri,
maketler, oyuncaklar, kalemler, buzdolabı süsleri ve daha neler neler… Fiyatlar
konusunda bir genelleme yapmak güç. Çok uygun fiyatlı nesneler kadar, çok uçuk
fiyatlı olanlar da var… Biz de günümüzü ölümsüzleştirecek ufak birkaç parça
alarak çıktık.
5D Sinema
Sesli rehberimizi teslim edip, elimizdeki hediyelik eşya
torbasını da vestiyere bıraktıktan sonra alışveriş merkezinde yemek yemeğe
karar vermiştik ki daha yapacaklarımızın bitmediğini anımsadık. Girişte
akvaryumla, Aynalı Labirent’in yanısıra 5D sinema için de bilet almıştık, nasıl
unuttuk! Hemen sinemaya doğru yöneldik. Hangi filmi seçeceğimizi düşündük
düşündük durduk. Sonunda görevliden öneri istedik. En iyisinin ve en çok tercih
edilenin “Cosmic Coaster” olduğunu söyledi. Yalnız başımıza salona girip
filmimizi izledik. Gerçekten çok başarılıydı ve çok heyecanlıydı. Biletler
ayrıca satın almak isterseniz 6 TL. Bizim yaptığımız gibi girişte kampanyalı
biletlerden almanızı öneririm.
Başka ne yapılır?
Bilim Merkezi |
Akvaryumda yapılabilecek etkinlikler bunlarla sınırlı
değil. Örneğin balık besleme seansları… Her gün belirli saatlerde dalgıçların
balıkları beslemelerine tanıklık edebilirsiniz. Akvaryum içindeki anonsları
takip etmek gerekiyormuş ama ne hikmetse; biz kendimizi çok kaptırdığımızdan
mıdır nedir, hiçbir şey duymadık!
Eğer profesyonel dalgıç belgeniz varsa akvaryumda
köpekbalıklarıyla dalış da yapabiliyorsunuz. Ücretler 250 TL. Biraz uçuk…
Akvaryum bünyesinde bir de Bilim Merkezi bulunuyor.
Geçici sergilere evsahipliği yapıyor. Biz oradayken meşhur “Human Body” sergisi
vardı. Ben daha önce Tophane’de bu sergiyi ziyaret etmiş bulunduğum için
yeniden girmedim; ama kardeşim ziyaret etti. Şimdi hangi sergi vardır bilinmez.
Sürpriz olsun!
Akvaryumdan tümüyle çıktığınızda Aqua Florya Alışveriş
Merkezi’ne uğrayıp keyifle gününüze devam edebilirsiniz. Yemek yemek ya da
sinemaya gitmek bir seçenek. Florya yazımı okuyarak daha farklı fikirler
edinebilirsiniz!
Eleştiri ve öneriler
Akvaryuma her an düşebilecek çöpler |
Akvaryuma haftaiçi gitmek daha mantıklı çünkü
haftasonları çok daha kalabalık oluyor. Kalabalık zamanlarda özellikle küçük
tankların önünde kuyruk oluşabiliyor. Balıkları gözlemlemek için insanların
çekilmesini beklemek sinir bozucu bir hâl alıyor bir noktadan sonra.
İçeride fotoğraf çekmek serbest fakat tek kısıtlama flaş
konusunda. Flaşlı çekim YASAK! Buna lütfen riayet edin. Balıkları olumsuz
etkilediği kadar ziyaretçilerin de dikkatini dağıtan bir şey.
İçeride sık aralıklarla çöp kovaları yerleştirilmiş
olmasına rağmen hâlâ ortalığa çöp atanlar vardı. Böyle güzel bir ortama hiç
yakışmayan görüntüler gördüm. Lütfen biraz daha dikkatli olun.
Akvaryum içinde açık tanklar var. Balıklara bir şeyler
atmak, suya el sokmak vb gibi davranışlar yasak. Kafeterya bölümünde bir açık
havuzda belli zamanlarda balıklara dokunmaya izin veriliyor. Burayı bulmaya
çalışın.
Akvaryum için belli ki çok büyük bir yatırım yapılmış.
Ama bazı özensizlikler de gözüme çarpmadı değil. Çoğu tankın yanında içindeki
canlıların adları ve özellikleri belirtiliyor fakat bunun eksik olduğu tanklar
da vardı. İçerde bir canlı var ama ne olduğunu bilmeden bakıyorsunuz. Benzer
biçimde, bazı tankların yanında ise balık isimleri yazmakla birlikte, tankın
içinde herhangi bir canlı yoktu. (Ama dikkat edin, bazı canlılar o kadar küçük
ki ya da öyle ustalıkla kendilerini gizliyorlar ki, fark edilmeyebiliyorlar!)
Görseller
Akvaryumun en sevimli üyesi |
Avatar İstanbul Akvaryum'da |
Akdeniz bölümü |
Liberty batığı |
Telsiz başında ben |
Bu balıklara dokunmak serbest! |
Ben Poseidon'un burnunu karıştırırken |
Ana tanktaki sevimli köpekbalıkları |
Amazon bölümünün süper zehirli kurbağaları |
Akvaryum içindeki restoranlardan Sütiş |
Hediyelik eşya mağazası |
Oldukça detaylı bir yazı olmuş.İstanbul akvaryuma gitmeyi düşünenler için olduka iyi bir yazı.Teşekkürler.
YanıtlaSilfiyatlar eski. simdi (2017) yetişkin 55tl cocuk 35 tllolmustur. 5kisilik aile 215 TL'dir
YanıtlaSiley yurdumun çoğunlukta olan gariban orta direk 15 temmuz mudafisi vatandaşım. o parayla git 2kg biftek al git pendik kartal maltepe sahilleri bedava git ailenle orda onlara ziyafet cek napcaksin balığı akvaryumu senin neyine. zengine ve onlarin cocuklarina yonelik bi yer orası boşver hic yorma kendini