Günümüzde küçük bir köy görünümünde olmasına karşın, geçmişte Bourbon hanedanının beşiğiymiş. Hanedanın dükleri bu köyde yer alan, çevresi bir hendekle kuşatılmış muhkem şatoda yaşarlarmış.13. yy'a kadar tarihlenen tarihî şato günümüze çok iyi korunarak gelmiş. İçi müze olarak düzenlenmiş. Dükler zamanında kullanılan mutfak ve savaş araç gereçleri, giysiler ve eşyalar sergileniyor. Gezdiğim ilk şato olması bakımından üzerimde bıraktığı etki büyüktü Bourbon-l'Archambault Şatosu'nun...
Şatoya beni ve arkadaşlarımı götüren kişi, komşu köyün muhtarı (Fransızlar belediye başkanı diyor) olduğu için biraz torpilli bir gezi gerçekleştirmiştim. Giriş ücreti ödemediğimiz gibi, güzel bir rehberlik hizmeti almış ve normalde yasak olmasına karşın şatoda bulunan yüzlerce yıllık şövalye zırhlarını üstüme giyme şansını yakalamıştım.
Şatoya beni ve arkadaşlarımı götüren kişi, komşu köyün muhtarı (Fransızlar belediye başkanı diyor) olduğu için biraz torpilli bir gezi gerçekleştirmiştim. Giriş ücreti ödemediğimiz gibi, güzel bir rehberlik hizmeti almış ve normalde yasak olmasına karşın şatoda bulunan yüzlerce yıllık şövalye zırhlarını üstüme giyme şansını yakalamıştım.
Köyün küçük olduğunu söylemiştim. Bu nedenle olsa gerek, kasabadaki evler de çok iyi korunmuş. Hemen hemen her ev tarihî eser. Köyün diğer önemli yapıları arasında Saint-George Kilisesi ve tarihî kaplıca/hastane sayılabilir. Bourbon-l'Archambault'nun sokaklarında yürümek bile insana bir açıkhava müzesinde yürüyor duygusu veriyor. Vichy ve Moulins taraflarına yolunuz düşerse buraya uğramayı düşünebilirsiniz!
Şatonun dışarıdan görünümü |
Kim bilir kaç kelle gitti burada, korkmadan nasıl da koydum başımı? |
Şatonun tuvaleti pek de lüks sayılmaz... |
Şövalye zırh ve kalkanları |
Savulun! |
Bunu da giymek istedim ama... |
Şatonun mutfağı |
Burası büyü odasıymış. Doğru muydu şaka mı bilmem |
Miniklerin mektep odası. Okuma yazma öğrendikleri sıralar |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder